8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

08.03.2012
203
A+
A-

Son dönemlerde hemen hemen her gün haberlerde, gazetelerde ve sosyal medya paylaşımlarında kadına şiddet haberlerine sıkça rastlamaktayız. Ülkemizde kadınları anlatacak olursak; onlar Ana oldular yiğit erler yetiştirdiler, kurtuluş savaşı sırasında cepheye omuzlarında erzak ve mühimmat taşıdılar, yaralı askerlerin yaralarını sardılar, köylerde tarla ve bahçe kazıp, emeklerini verip, alın terlerini akıtarak tarıma ve ekonomiye katkı sağladılar, mevki ve kariyer sahibi oldular birçok sektörde ve kamuda söz sahibi oldular birçok işçiye işveren ve patron oldular. Onlar bugünü ve çok daha fazlasını hak ettiler. Kurtuluş savaşımızdaki cefakar vede vefakar Türk kadınları başta olmak üzere bu dünyadan göç etmiş olan kendisini yararlı işlere adayan tüm kadınları saygıyla anıyorum. Yazının başında da belirttiğim gibi böylesi üzücü haberlerin ve olayların yaşandığı bu günlerde başta Türk kadınları olmak üzere tüm Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü site yönetimi olarak kutluyorum.
Yazımın devamında bugünün niçin kutlandığı, Ülkemizde ne zamandan beri kutlandığı ve istatistiksel verileri gösteren metinlere yer vereceğim.
Tarihçesi:
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000′i aşkın kişi katıldı.
26 – 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921′de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960′lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri’nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.
Birleşmiş Milletler’in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü:
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında ve onu izleyen yıllarda daha yaygın, ve yığınsal olarak kutlandı, kapalı mekanlardan sokaklara taşındı. “Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı” programından Türkiye’nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984′ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlanmaya devam ediliyor.
İstatistiki veriler:
Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünya geneli veriler şöyledir:
Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak “kayıp” (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyar dolardır.
Küresel olarak, on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar, kanser, sıtma, trafik kazaları ve savaşlardan daha ziyade, erkek şiddetinin sonucu hayatını kaybetmekte veya sakatlanmaktadır.
En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir . Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
Sistematik tecavüz yeryüzündeki birçok çatışmada bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda soykırımı (1994) esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun..

 

REKLAM ALANI
YORUMLAR

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

  1. serkan dedi ki:

    kadın olmasamda bu yazı çok hoşuma gitti bende kadınların kadınlar gününü kutlarım 🙂

    1. ibrern dedi ki:

      yorumunuz için teşekkürler

  2. Tuğba Öztürk dedi ki:

    Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,

    sanki gidenler hiçbir zaman

    hiçbir menzile erişemeyecekti.

    Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle

    Ve onlar

    ayın altında dönen ilk tekerlekti.

    Ayın altında öküzler

    başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi

    ufacık kısacıktılar

    ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında

    ve ayakları altından akan

    toprak,

    toprak,

    ve topraktı.

    Gece aydınlık ve sıcak

    ve kağnılarda tahta yataklarında

    oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.

    Ve kadınlar

    birbirlerinden gizleyerek

    bakıyorlardı ayın altında

    geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.

    Ve kadınlar bizim kadınlarımız:

    korkunç ve mübarek elleri

    ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

    anamız, avradımız, yarimiz

    ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen

    ve soframızdaki yeri

    öküzümüzden sonra gelen

    ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

    ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

    ve kara sabana koşulan ve ağıllarda

    ışıltısında yere saplı bıçakların

    oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan

    kadınlar,

    bizim kadınlarımız

    şimdi ayın altında

    kağnıların ve hartuçların peşinde

    harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi

    aynı yürek ferahlığı,

    aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.

    Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde

    ince boyunlu çocuklar uyuyordu.

    Ve ayın altında kağnılar

    yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

    Nazım Hikmet Ran

    1. ibrern dedi ki:

      güzel bir şiir göndermişsin abla teşekkür ederim seninde kadınlar günün kutlu olsun 🙂